21 Temmuz 2015 Salı

Anlayamadığım Şeyler



Son 5 ayda yaklaşık 6000 çocuk, çocuklarına maddi açıdan bakacak duruma sahip olmayan aileler tarafından Çocuk Esirgeme Kurumu'na bırakılmış.

Şans eseri bu haberi izlerken çocuğunu bırakmak zorunda olan bir annenin açıklamalarına denk geldim.
Kadın bodrum katında yaşıyor. Karanlıktan ötürü gündüz bile ışıklarını açmak zorunda kalıyor.
Sonrasında dolabını açıp, yiyeceklerini bile komşuların verdiğini, bu şekilde çocuğunun yaşama şansının olmadığını, Esirgeme Kurumu sayesinde en azından çocuğunun bir yaşama ihtimalinin olduğunu söylüyor.

Tabi bunları söylerken ki çığlıkları, gözyaşları yürek dağlıyor.

Sonra aklıma geçen Kış geldi.

Yaşadığımız bodrum katında iki çocuğuyla yaşayan bir kadın vardı. O dönem Adana'yı sel basınca, su seviyesi evinde öyle bir yükselmişti ki, çocuklar boğulma tehlikesi yaşamıştı.

İçeri girip kovalarla su çıkarırken su seviyesi dizlerimizin üstüne kadar geliyordu.

***

Ve böyle yığınla örnek...

***

Benim için terörün her türlüsü aynıdır. İyi terörist kötü terörist ayrımı yoktur. Ayrıca silahsız ve savunmasız insanları bomba ile katletmek insani değildir. Bir insan suçluysa ve burası hukuk devleti ise, o kişi hakkında kararı adil mahkeme verir, vermelidir Bunlar başka bir konu.

Ben şu kısımdayım.

Etrafında bu kadar sorun ve yoksulluk varken, tutup da "Kobani"yi inşa etmeyi "öncelikli" görmek, hatta bunun için bedel ödemeyi göze almak, nasıl bir "ayakların, yüreklerin bu topraklara basamaması, ait olamaması" sorunudur?

Geçmişte birileri kıblelerini Almanya yapmıştı.

Birileri Sovyet Rusya.

Sonra dengeler değişince, kıbleler Amerika'da sabitlendi uzun süre.

Şimdilerde yine değişmeye başlayınca dengeler, herkes en güvenilirinden yeni kıble belirmek istiyor kendisine.

Kimine ABD, kimine Rusya, kimisine Mezopotamya, kimisine Çin.

Bir insanın kalbinin kendi vatanında atması neden bu kadar zor?

Bir insanın kendi değerlerini, kendi ülkesini kalbinin merkezine koyması çok mu zor?

***

Ben şimdi evimden çıkacağım, etrafta durumu olmayan sokak çocuklarını göreceğim, komşumun aç olduğunu bileceğim. Arkadaşımın parası olmadığı için evden çıkamadığını bileceğim. Soma'da sadece hayatında başka hiçbir şansı kalmayan insanların girebileceği maden ocaklarına halen girmek zorunda olan insanları bileceğim.
Ama bunları görmezden gelip, "Kobane'yi yeniden kurmak" adına elime oyuncak alıp, yola çıkmak için yanıp tutuşacağım, öyle mi?
...

Türkiye'deki aydın ya da aydın adaylarının ciddi bir "yaşadığı toprakları algılayamama, içselleştirememe" sorunu var. Bu sebepten ötürü de bu topraklarla bağ kuramıyorlar, bağ kuranları da anlayamıyorlar.

Çağdaş BAYRAKTAR
21 Temmuz 2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder