27 Mayıs 2015 Çarşamba

Kader Diyebilir Misin? - Çağdaş Bayraktar




Birileri, ülke çıkarlarından kendi keyfiyeti için ödün vermeyi, telefonunda çalan alarmı kapatmak sanıyor.
Oysa alarmı kapat(a)mıyor, erteliyor.

Erteledikçe daraltıyor zamanını, ya da vazgeçiyor, kaybediyor bir şeyleri.

Telafisi olmayan bir boyuta sarıyor.

Türk kimliğinden rahatsız olmak, Türk çatısından rahatsız olmak, Türk kimliğine etnik bir mana yüklemektir.

Bugün Türk kimliğinden rahatsız olan birileri,

yarın "Türk" kelimesinden türeyen "Türkiye" isminden rahatsız olmayacak mı?

Bugün bu talebe evet diyenler, yarın yarınki isim talebine nasıl hayır diyebilecek?

Bu kapıyı kendileri açmış olmayacaklar mı?

Yarın sorulacak olan "Türk kimliğinden rahatsız olmamıza hak veriyorsanız, Türk kelimesinden türeyen Türkiye isminden rahatsız olmamızdan neden rahatsız oluyorsunuz?" sorusuna veremeyeceğiz cevabın sebebi, bugünkü tavrınızda, "ver kurtul"cu yaklaşımınızdan kaynaklanmayacak mı?

"Türk" çatısına ırk ve mezhep ekseninde mana yüklemek ve bu gerekçeyle reddetmek, ortadan kaldırmaya çalışmak;

kişilerin etnisitesinin, mezhebinin bireyliğinin önüne geçmesine yol açar.

Bireyliğini kaybetmesine yol açar.

O zaman ne mi olur?

Irak'a ne oldu?

Yugoslavya'ya ne oldu?

Suriye'ye ne oldurulmaya çalışılıyor?

***
Ulus devlet olamazsan, etnik temelli devlet olursun.

Ortadoğu misali kan denizinde boğulursun.

Ha eğer sen, bugünün şartlarında keyfini bozmamak için böyle düşünüyor, "Yarın ülke karışırsa buralarda durmam, kaçarım" diyorsan eyvallah.

Fakat diyorsan ki ben her daim burada kalacağım.

O zaman dikkat et,

dalı -şimdilik sadece- gözüne girmeye başlayan ağacın kökünü besliyorsun.

Sonra hatayı başka yerde arama.

Çağdaş BAYRAKTAR
27 Mayıs 2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder