27 Mayıs 2015 Çarşamba

Diziler ve Oyuncular: Yol Bulmak Ya Da Yok Sayılmak - Çağdaş Bayraktar


Mevcut dizileri ikiye ayırmak mümkün sanırım.

Birincisi, insanları, toplumları uyuşturan, aptallaştırmayı amaçlayan, ahlaki ve kültürel bozulmaya zemin hazırlayan, özendirici diziler.

İkincisi de -maalesef daha çok yabancı olanlar-, izlerken insanın algılarını açan, farkındalık yaratan, bazı şeyleri daha net görmemizi sağlayan ve de sisteme de sistemin klişelerine de karşı olan diziler.



Özellikle bu ikinci tip dizilerin kitlesi, televizyon kullanımını en aza indirmiş, dizileri de internet üzerinden izleyen kişiler.

Fakat -özellikle yerli diziler- bu dizilerin kaderini belirleyen önemli unsurlardan bir tanesi televizyondaki izlenme oranları.



Tamam da; 
kişi zaten o televizyon ortamının klişelerini, genel yaklaşımını, amacını sevmediği için o dizileri seviyor.

İkinci tip dizilerin kaderini böyle kıstaslarla belirlemek, 
Yabancı üretici karşısında güçsüz olan yerli üreticini "ortak pazar" da açık hedef yapmak gibi oluyor.


Oyun zaten sistemin sahasında oynanıyor.

Artık oyuncular mı, yapımcılar mı bilmem ama, buna bir çözüm bulmalı, internet diziciliğine uygun konumlandırmalılar kendilerini.

Yoksa ya kaybolup gidecekler, ya da sistemin istediği dizilerin oyuncu modeline dönüşecekler.




Bir bölümü internetten bir milyona yakın izlenen bir dizi daha bitti şaka gibi.

Tabi bu dizilerin içindeki -az ya da çok- eleştirel yaklaşımın da payı var.



Örneğin en son kaldırılan Mutlu Ol Yeter dizisinde;

parkı yıkıp AVM yapmak isteyen "kötü bir figür" ile buna karşı çıkan mahalle sakinleri vardı.

Kitap kampanyası konulu bölümde oyuncunun elinde İlhan Selçuk'un "Ziverbey Köşkü" kitabı vardı.


Tabi bunları bir de ATV'deki dizide yayınlanınca sonuç malum.

İnsan "nereye kadar" diye sormak istiyor.

Sistemin bazı kesimleri yok saymak istediğinin kanıtlarından birisi bu durum.

Ve verdiği mesaj da açık:

Bir çok şeyde olduğu gibi dizilerde de her şey benim istediğim gibi olacak, benim istediğim mesajlar verilecek. Kitleler de benim istediğim kıvama gelecek, getirilecek.

Sistem içinde sistem karşıtı çözüm aramanın ne kadar zor olduğunu gösteren bir örnek daha

Çağdaş Bayraktar
27 Mayıs 2015




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder