25 Nisan 2018 Çarşamba

"DAHA NE KADAR EĞİLECEKSİN?"




"DAHA NE KADAR EĞİLECEKSİN?"



Kemal Kılıçdaroğlu'nun ve Abdullah Gül'ün siyasi duruşları bu kadar açık ve birbirine yakından halen birileri "CHP'nin adayının Abdullah Gül olacağı kesin değil ki henüz" diyor, diyebiliyor. Partizan ve teslimiyetçi bir refleksle.

Kılıçdaroğlu katıldığı bir programda Abdullah Gül için "Tarafsızdı, kendisine saygı duyuyorum" demedi mi?

Kumpas davalarda "Bana anlattıklarınızı delillendirip savcıya da anlatın, hepsi yakalansın, yargılansın" diyerek kumpas davalarının fişeğini ateşleyen Gül mü tarafsız ve saygındı?

Çözüm süreci adı verilen "the süreç"te "Çok güzel şeyler olacak" diyen Gül mü tarafsız ve saygındı?

FETÖ'nün korunup kollanması için genelgeler yayınlayan, her 10 Kasım'da insanların aklıyla dalga geçer gibi "sağlık gerekçesi ile mazeret sunan" kişi mi saygın ve tarafsız?

Soruyu tersten soralım,

Bunları yapan bir kişi, kimlerin gözünde saygın olur?

Kemalistlerin mi karşı devrimcilerin mi?

Atatürkçülerin mi bölücülerin mi?

Laiklik hassasiyeti olanların mı gericilerin mi?

Partilerinin liderinin Abdullah Gül gibi birisine olan bu bakış açısı, Abdullah Gül'ü aday göstermekten de seçim kaybetmekten de daha büyük bir tehlike değil midir?

Kılıçdaroğlu böyle bir kişi için "tarafsız ve saygın" dediği yerde CHP seçmeninin yeri yerinden oynatması gerekmiyor muydu?

CHP seçmeni o tepkiyi verebilse bugün Abdullah Gül iddiası "yalanlanmadan" ortada dolaşabilir miydi?

SORU'N - CEVAP

Değil aday göstermek, halen Abdullah Gül iddialarını yalanlamamak bile Kılıçdaroğlu'nun siyasi "görevini" anlamak için yeterli değil mi? Bu adamın Kemalizm düşmanı olduğunu anlamak için daha ne yapması lazım?

Kılıçdaroğlu; CHP seçmenini çiğneme pahasına her fırsatta Altan kardeşlere ve Ilıcak'a neden sahip çıkıyorsa Abdullah Gül'e de aynı sebepten saygı ve sevgi duyuyor. Çünkü anti Kemalist, militan Sosyal Demokrat ideoloji, tavır bunu gerektirir. O da "gereğini" yapıyor!

Halen birileri de bu durumu "hata yapmak", "yanlışa düşmek" olarak görüyor. Oysa Kılıçdaroğlu asla hata yapmıyor. Her şeyi bilerek tercih ediyor. Çünkü bu yüzden o koltukta. Bu yüzden o koltuğa getirildi.

Emperyalizmin her uydusu her sıfat ve kurumda aynı cümlelerle konuşamaz. İşgal ettiği yapının bazı hassasiyetlerine de uyuyor gibi görünmek zorundadır. CHP Genel Başkanı olarak emperyalizm sözcülüğü zaten bu kadar yapılır. Yapılabilir, gelecek tepkilerden ötürü.

Daha bu adamın ne yapması ne söylemesi lazım, sizden olmadığını, bizden olmadığını anlamanız için?

Bu saatten sonra Kılıçdaroğlu'nda iyi niyet arayabilen, ya algı sorunu yaşıyordur ya da kötü niyetlidir.

***

CHP seçmeni, sırf AKP tehdidi var diye susmaya, ödün vermeye, partisinin CHP görünümlü AKP'ye dönüşmesine daha ne kadar izin verecek?

Atatürk'ün de dediği gibi:
"İdare-i maslahatçılar esaslı devrimler yapamaz."

İdare-i maslahatçılardan da devrimci çıkmaz.

ÇAĞDAŞ BAYRAKTAR
25 NİSAN 2018

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder