11 Kasım 2016 Cuma

BİR GÜN DEĞİL HER GÜN...

10 Kasım 2016.

Mustafa Kemal Atatürk'ün öncelikli, ebedi ve ezeli düşmanı cehalettir. 
O yüzden Mustafa Kemal'in askeri olmak, Mustafa Kemal'in eğitim ordusunun neferi olmak demektir.

Bu ordunun kısa vadeli mühimmatı mermi, top, tüfek olsa da uzun vadeli cephanesi akıldır, bilimdir; silahı kalemdir.

Yani, Mustafa Kemal Atatürk'ün askeri olmak sığ bir militarizme indirgenemez, sadece militarizmle açıklanamaz.
Fakat bu demek de değildir ki vatan için gerektiğinde vuruşarak ölmekten bir an bile tereddüt edilsin.
"Zorunlu olmadıkça savaş bir cinayettir." diyen Mustafa Kemal Paşa biziz ama aynı zamanda "Vatan için ölmek, bizim için Ağustos sıcağında soğuk su içmek gibidir." diyen Şahin Bey de biziz.


***

Üzerimde şehitlerimizin kanını kendine desen edinmiş şanlı Türk ordusunun üniformasıyla saygı duruşunda bulunmak, yine bu üniformayla bunları yazmak, benim için büyük bir onur olduğu kadar bir o kadar da büyük bir sorumluluk.
Peki, bu sorumluluk bize fazla gelir mi?
"Az bile gelir."

Açtığın yolda gösterdiğin hedefe yürümekten vazgeçildiği ölçüde kasedi sarmak zorunda kalıyoruz başa.
1919'a, 1918'e, 1912'ye...

Bu durum bizi tedirgin etmiyor mu?
Ediyor.
Ancak aynı zamanda motive de ediyor. 

Çünkü tarih, bedel ödememenin bedelini ödeyen bizlere yeniden Kemalist Devrim için mücadele etme onurunu bahşediyor.

Evet, kolay olacak çünkü elimizde başarılmış bir örnek var. Zafere giden yolun haritası uygulandı, onaylandı.
Evet, zor olacak çünkü düşmanlar da bizim hangi durumlarda neler yapabileceğimizi bizzat yaşayarak kavradı.
Bu doğrultuda hedefleri için kendi çözüm yolunda daha sinsi, maskeli bir tavır takındı.

Kaybettikçe değerini anladığımız Cumhuriyet kazanımlarına yeniden sahip çıkmak insanlık onurunun bize yüklediği görevdir her şeyden önce.
Kutsal emanetlere sahip çıkmanın olmazsa olmaz koşuludur.
Bu sorumluluk duygusuna sahip insanlardan oluşan ordunun ebedi Başkomutanı Mustafa Kemal Atatürk'tür.

Kendi çıkarları uğruna ülkeyi yangın yerine çevirenler de giydiği üniformanın onurunu kurtarmak adına lazım olan bir mermiyi aciz bedenlerinden esirgeyenlerin rütbeleri de tarih önünde yok hükmündedir.
Sırtımızı sadece Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'e ve tarih önünde her geçen gün daha çok doğrulanan Kemalist Devrim'e yaslıyoruz.

Çekinmiyoruz, korkmuyoruz, kaçmıyoruz.

Varlığımızı sürdürmemiz için gerekli olan asgari coğrafi alan içinde bulunurken
Ve buna rağmen bu alan da elimizden alınmak istenirken;

Boyun eğmeyeceğiz, teslim olmayacağız, pes etmeyeceğiz.

Çünkü: "Kanla, irfanla kurduk biz bu Cumhuriyeti, cehennemler kudursa sönmez nigâhbanıyız."

Vatan için mücadele etmeden, kafa yormadan ölmek bize yakışmaz!

Çağdaş BAYRAKTAR
10 Kasım 2016-KIBRIS

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder