26 Şubat 2016 Cuma

KUTSAMANIZI BÖLMEK GİBİ OLMASIN AMA: NEREDEYDİNİZ? NEREDESİNİZ?

En başından belirteyim. Her ne kadar planlı ve kurgusal olduğuna inansam da hukuksuzlukların bu kadar alenen yapılabildiği "Yeni Türkiye Düzeni"in inşasında payı yadsınamaz olan Can Dündar'ın içeri atılmasına sevinmemiştim, üzülmediğim gibi.

Çünkü bu bir "kader diyemezsin sen kendin ettin" hadisedir. Hukuki olarak doğru bulmuyor olmam olayın ayrı bir boyutu tabi.

Aynı şekilde bir Kemalist olarak günahım kadar sevmediğim -ki düşünsel manada bunun haklı onlarca gerekçesi var- Can Dündar'ın tahliyesine de sevinmedim, yine üzülmediğim gibi.

Popüler kültürün toplum üzerindeki etkisini, sonucunu, kendisine en muhalif kıyafetler biçenlerin bile kendisine dayatılanı nasıl sorgulamadan sahiplenip sadece karşıtlık ekseninde konumlanmasıyla görmekte ve maalesef iğrenerek izlemekteyiz.

(Burada kastedilen, sistem tarafından muhalif gösterilenler değil bu gösterilen kişileri sadece bir noktaya karşıtlığı üzerinden kutsayan insan modelidir.)

Erdoğan'ın Türk siyasetine hediyesidir:
Birilerini kendinden görmek, kendinden değilse de hemen karşıt ilan etmek. Öte yandan da ortak karşıt düşman olması durumunda sadece karşıtlıkta eşitlenmek.

AKP'ye karşı olduğunda HDP'li algılanmak. HDP'ye karşı olduğunda AKP'nin ekmeğine yağ sürmekle itham edilmek.

Başka bir "Üçüncü Yol" yokmuş gibi.

Can Dündar da bu tek boyutlu düşmanlık üzerine yükselen "kahramanlık silüetleri"nden bir tanesidir.(Emperyalizmin de bir tanesidir de konumuz tam olarak bu değil.)

Fakat belki de en önemlisi.

Düşünsel yaklaşım üzerinden Can Dündar kutsanmasını eleştirdiğimizde, birileri kendilerine sistem tarafından yüklenen ses kaydını tekrarlarlar:

"Biz hukuki olarak bakıyoruz olaya. Gazeteciler özgür olmalı."

Öyle mi?

O zaman bu hukuk savaşçılarına sormaya başlayalım:

Madem derdin(iz) hukuktu, sizce haksız yere içeride tutulduğu yine mahkeme tarfından belgelenen Murat Eren'in AYM başvurusu neden hala dikkate alınmadı?

Üstelik Can Dündar'ın talebinden aylar önce Anayasa Mahkemesine yollandığı halde?

Ve siz madem hukuk savunucularısınız. Derdiniz sadece hukuk.

Murat Eren'i neden savunamadınız?

Asker olduğu için mi?

Yoksa popüler kültür ve sistem size bu kişiyi kutsatmadı diye mi?

Hangisi?

...

Demek hukukun üstünlüğü ve yaşamsallığı öyle mi?

Hukukun muhalif tüm unsurları keyfi sindirmesiyle yerle bir olduğu yerde,

Can Dündar değil miydi "Ergenekon" diye kitap yazıp bu kumpaslara ön ayak olan?

Aynı Can Dündar değil miydi hukuksuz yere içeri atılan askerlere "BAŞKA KAPIYA" diyen?

Yine aynı Can Dündar değil miydi Atatürk'ü "sarhoş ve yalnız" gösteren belgesel çeken? (Belki de sipariş üzerine?)

Bu belgesel değil miydi AKP'nin Milli Eğitim Bakanlığı'nın havada kapıp da tüm ilköğretim çocuklarına zorla izlettirdiği?

O dönem 8-12 yaşında olan çocukların kafalarında olası bir Atatürk olumsuzluğunun mimarı değil midir Can Dündar?

Sizin için bu durum normal ve affedilebilir mi?

Hukuk hukuk diye sayıklıyorsunuz ya da böyle çıkıyorsunuz ya işin içinden devam edelim o yüzden:

Amerikan emperyalizminin -ki sizin için bir tehdit, engel ya da düşman değildir-, 2 numaralı adamı geliyor, Can Dündar konusunda hassasiyet belirtiyor, tutuklandığında sosyal medya hesabından ekran karartıyor, sonrasında bir çok insan AYM sırası beklerken Can Dündar'ın talebi bu vesileyle öne alınıyor ve tahliye kararı çıkıyor.

Ve siz bu durumu "hukuki bir zafer" olarak görüyorsunuz?

Emperyalizmin kendi ülkenizdeki sonuca olan "tesiri" hiç mi midenizi bulanmıyor? Zorunuza gitmiyor, rahatsız etmiyor?

O zaman siz 68'de Amerikan askerini denize döken Denizlerin değil 6. Filoyu kendisine kıble yapan gericilerin safındaydınız?

Hangisi?

Hadi dünü de geçtik. Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar içerideyken gazetenin yazarı Mustafa Balbay'ın işine son verildi.

Yine soralım:

Bu işlem "Genel Yayın Yönetmeni"ne rağmen yapılabilir mi?

-En iyimser ihtimal- bu işlem "Genel Yayın Yönetmeni"nden habersiz yapılabilir mi?

Peki siz bu durumla ilgili Can Dündar'dan bir tavır gördünüz?

Görmediniz, göremezsiniz.

Bunu göremediğiniz yerde "Can Dündar bu durum ne iş?" diyebildiniz mi? Diyemediniz.

Çünkü sistem bunu sizin önünüze "AKP'ye karşıysan bunu söyle, savun" demedi. O yüzden sizin "ilgi alanınıza" da böyle bir bilgi düşmedi.

Her şeyi şeklen ve slogan diliyle savunmayı sevdiğinizden içerikler ilginizi çekmiyor artık. Birilerinin 140 karakterle geçtiği özet ya da birkaç sitenin pasladığı haber sizin için savunma mekanizmanızın temeli.

Çünkü bu ülkeyi sevmiyorsunuz.

Bu ülke insanını sevmiyorsunuz.

Çünkü özünde -aksi gibi görünse de- insan sevmiyorsunuz.

O yüzden düşüncelerinizin ayakları bu topraklara basmıyor.

İşte biz buna "Neoliberal" tavır diyoruz.
Yaklaşık 2 hafta önce ülke için en büyük tehdit olan cemaatin gazetesi Zaman ile Cumhuriyet gazetesi aynı manşetlerle çıktı. Hem de iki gün. Haberiniz var mı?


Haberiniz olsa sizin için bir anlam, daha doğrusu bir sorun ifade eder mi?

Aynı Can Dündar'ın Cumhuriyeti, Uğur Mumcu'yı ölüm yıldönümünde anma gereği duymadı. Gazetenin yazarı oğlu o gün için yazı bile yazmadı.

Acaba neden? Uğur Mumcu'nun Can Dündar gibilerin maskesini her daim düşürmesinden olabilir mi?

Hatta geçmişte Can Dündar'ın yalanlarını, intihallerini ortaya çıkaran kişi Uğur Mumcu olduğu için bazı şeyler es geçilmiş olabilir mi?

Özgürlük ve demokrasinin yılmaz savaşçısı olarak nitelendirdiğiniz Can Dündar değil midir kendisine yönelik eleştiri yazıları yazan eski Cumhuriyet yazarı rahmetli Deniz Som'un yazılarını gazete arşivinden kaldırtan?

Aynı Can Dündar değil midir Mustafa belgeselinden sonra Fethullah Gülen ve Said Nursi belgeselleri çekmeye hazırlanan, ülke gündemindeki değişiklikler üzerine bu planlarını beklemeye alan?(Hatta o dönem Can Dündar'ın cemaatten bu işler için peşin para aldığı da iddia edildi.)


Aynı Can Dündar değil midir Ahmet Taner Kışlalı'nın ölüm yıldönümünde gazetenin birinci sayfasında tek kelime yazı yazmayan?

Ama yurtdışında konuşurken de Kışlalı ve Mumcu'nun itibarından faydalanmak için onların adlarını övgüyle anan.

Aynı Can Dündar Cumhuriyeti değil midir AKP'nin mayın eşekleri "Yetmez ama evet"cileri gazeteye dolduran, gazeteyi HDP'nin yayın organı yapan?

***

Örnekler uzar gider.

Murat Eren gibi kişiler zindanda çürütülürken haksız yere, derdiniz sadece hukuksa neden bu duruma sessiz kalırsınız?

O zaman sizin derdiniz hukuk falan değil.

Sizler, tek bir düşmanlığın kör ettiği gözlerle başka düşmanları göremeyerek bir cellada olan nefretini başka bir cellada aşık olarak kurtulabileceğini sananlarsınız.

Maalesef öylesiniz. Çünkü sicili bu kadar kirli ve kirlenmeye de devam eden kişilerin "hukukun ötesinde" savunulmasının başka bir izahı yok.

Çünkü bu kararın "hukuki bir gerekçeyle" çıkmadığını, "hukuki bir karar" olarak alınmadığını görmek isteyen herkes görür.

Yaptığınız, Can Dündar resimlerini sosyal medya duvarlarına asarken Atatürk portresini koyduğunuzu sandığınız yerden indirmektir. Çünkü (düşünsel) bir duvar böyle bir zıtlığı kaldırmaz.

Çünkü siz, Atatürk'ün her şeyi yok edildiğinde ses çıkarmayıp da anca portresi indirildiğinde yaygara kopartanlarsınız. Düşünsel temeliniz simgesel ve yüzeysel. (Yine maalesef)

***

Kumpas davalarının "hukuksuzluğuna" zemin hazırlayan birisinin hukuki muameleye tutulmasını isteriz, bizim gözümüzde bu kişi hain bile olsa.

Fakat bundan bir adım fazlası bile başka bir anlam taşımakta.

Bugün bu yaklaşımınız yüzünden Cumhuriyet Halk Partisi ve Cumhuriyet gazetesi gitti elinizden.

Yarın da Türkiye Cumhuriyeti gidecek elinizden, yanlışınızdan ders almazsanız.

Kapanış, kumpas davalarında alenen öldürülen kahramanlardan Amiral Cem Aziz Çakmak'ın hasta yatağından haykırdığı gibi:

"Kumpascıların yalanına ortak olan Cumhuriyet - Can Dündar, tarih sizi asla affetmeyecek."


ÇAĞDAŞ BAYRAKTAR
26 ŞUBAT 2016

(Bu yazı, yazılarımın genelinde dikkat etmeye çalıştığım yapıcı olma kaygısı dikkate alınmadan doğrudan hedefe yönlendirilerek yazılmıştır. Kırılanlar, parçalarını daha doğru yerleştirmek için bunu bir fırsat kabul edebilir.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder