Korkuyorsun.
Biliyorsun, yaptıklarını, çaldıklarını, öldür(ttür)düklerini, kandırdıklarını,
ayrıca yine biliyorsun
"Hiçbir korkuya benzemez, halkını satanın korkusu";
biliyorsun.
Menfaatten oluşan zincirlerle sana bağlı olan ekibin
de
korkuyor.
Korkuyorsunuz topluca.
çaresizce.
O yüzden, açılan her ağız sizin için tehlike.
O yüzden adamlarınız
her daim tetikte..
Ölsek hepimiz
sorun kalmayacak
sizin için.
Ama sıra sıra ölmeye başlasak
da
hepimiz,
ölmeyince
hep birden;
topluca,
daha doğrusu
hepimiz birden
ölemeyince,
korkuyorsunuz,
Ya birileri ölürken ölmeyen birileri dile gelirse,
isyan ederse,
isyan isyanı,
yürek yüreği tetiklerse
-domino taşları misali-
diye,
birileri hep tetikte.
Şehit cenazelerini görüyor musunuz?
Birileri hep acılı.
diğer tarafta onların içlerinden olan birileri,
bu halkın içinden asla olamamış ve olamayacak olan birileri;
"Bir katil olay yerine mutlaka geri döner" anlayışına sadık.
Ve o birilerinden birileri
yanan canın dile gelmesi ihtimalinin tedirginliğinde.
O yüzden bazıları
yürüyen,
nefes alan
bir
"olay yeri müdahale".
Çünkü konuşulduğu an atlamalı.
Şehit cenazesindeyse ağzını kapamalı
Soma'daysa tekme atmalı,
Silivri'de gazlamalı
Gezi'de fişek sıkmalı.
Hiç kimse konuşmamalı.
Farkında mısınız isyan eden kişilerin son cümlelerini
ve o cümlelerin zaman içinde evrildiği yeri:
"Bu dediklerim yayınlanır değil mi?"
"Bunu mutlaka yayınlayın Allah rızası için"
"Yayınlayabilecek misiniz bu dediklerimi?"
"Yayınlamazsanız, size de hakkımız haram olsun, vebal boynunuza olsun"
"Yayınlayamazsanız, size de lanet olsun e mi?"
Korktukları kadar korkutmaya çalışıyorlar.
Bastırmaya çalışıyorlar kafamızdan yerin dibine.
İmkan olsa
diri diri gömmek istiyorlar
ki bu
yapmadıkları şey mi;
-hatırla-
Ergenekon, Poyrazköy, Balyoz,
Hasdal, Hadımköy, Maltepe,
Silivri?
İşte onlar bastırdıkça,
genetik kodlarımız giriyor devreye.
Kimisi istemeye istemeye de olsa dönüyor özüne.
Ali Kemaller yine çok.
Sakallı Nurettinler siperde
Sakallı Nurettinlerden imkan bekleyen halk
fokur fokur
patlayacak fırsat bulduğu her yerde.
Ki bu öfke,
gelmeye başladıysa bu seviyeye
başladığında yakmaya,
ne iktidar bırakır
ne de terör örgütü ve sevicileri
kalır geriye.
O yüzden korkuyorlar.
Kimse konuşmasın istiyorlar.
Cennet vatanı cehenneme çevirenlerin
Sahte imamları fetva veriyor,
"Ölenlerin ailesi bağırmasın, yoksa cennete girme şansları olmaz" diye.
Arsızlığın,
yüzsüzlüğün
yalanın
aldatmacanın
bini bin türlü
saçılıyor salyalı ağızlardan
meydanlara, sosyal medyaya,
her yere.
Lakin bu mızrağı sığdıracak çuval yok artık.
Kabullenseler de
kabullenmeseler de.
Vatan'dan yana olanların güler mi yüzü bir gün?
Elbet -devran döner- güler.
Görür müyüz o günü?
Bilinmez.
Fakat bilinen bir gerçek varsa şayet,
eğer;
Bu topraklar
bu toprakları insanlara cehennem edenlere de
cehennemdir artık.
Önemi yok,
neyse ne
ödenir
sonrasında payımıza düşen bedel.
Çünkü sadece
bunu hissetmek
her şeye değer!
Çağdaş Bayraktar
24 Ağustos 2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder