Ülkeyi 13 yıldır yöneten zihniyetin, koltuğunu korumak için ülkenin kan gölüne çevrilmesinden rahatsız olmayacağını maalesef biliyoruz.
Birileri olayı sadece Erdoğan'a mal etmeye çalışsa da, terör örgütünün de insan öldürmekten bir an olsun çekinmeyeceğini, bizzat yaşayarak görüyoruz.
Sözde Milli İstihbaratımız zaten evlere şenlik.
Birisi yazmıştı sanırım;
"Eğer ülkede bunlar oluyorsa, MİT işini ya yapamıyor ya da çok iyi yapıyor demektir."
***
Karakollara teröristlerin patlayıcı yüklü araçla girebildikleri, Orduevi bahçesinde bomba patlayabildiği yerde,
teröre karşı tepki için de olsa yürüyüş yapmak ne kadar mantıklı?
Daha önemlisi ne kadar sağlıklı ve güvenli?
Şüphesiz olan bitene bir tepki verilmeli.
Ama doğru olan zaman ve yöntem bu mu?
Ayrıca bu haklı kaygılarından ötürü, normal şartlarda bu tarz yürüyüşlere katılacak bir çok insanın katılmaması, olası katılımın düşük olması, birilerinin "algı yönetimi" için cesaret verici olmayacak mı?
Bir eylem, doğru şartlarda doğru amaçlarla ve yeterli sayıda olursa bir etki yaratabilir.
Yoksa "halk rağbet göstermedi" algısı yaratılabilir.
(Tabi eylem tarzı olarak daha "sembolik" yöntem seçilen Adalet Nöbeti ve Sessiz Çığlıklar bu duruma dahil değil)
Bu durumda bazı soruları sormakta fayda var:
Bu etkinlikleri kim organize ediyor?
Bu etkinlikleri organize edenler, bu sorumluluğu böyle bir ortamda nasıl göze alabiliyor?
Cumhuriyet mitingleri, Milli bayramlar ve kumpas dava duruşmaları için günler öncesinden valiliklere yazılar yollayıp halkın en demokratik hakkını elinden alanlar, bu eylemlerle ilgili ne gibi hamle yaptılar?
Ya da neden yapmadılar?
...
***
Böyle günlerde yapılabilecek en sağlıklı "eylem", şehit cenazelerine katılmaktır. Bu durum, şehit yakınlarına doğrudan destek içeriğinden ötürü daha "faydalı" bir seçenek olacağı gibi, İktidar yetkililerinin de -istemeyerek de olsa- katılacağı için daha güvenli bir ortam olacaktır.
Ayrıca şehit yakınlarının evlerine taziyelere de gidilebilir.
Bunu da yetersiz gören kişiler, şehit cenazelerine katılan yetkililere de ilk ağızdan tepkilerini aktarabilirler.
***
Türkiye'nin vatanseverlerine her dönemden daha çok ihtiyacı var belki de.
O yüzden de her vatansever, adım atarken Ulu Önder'in dediği gibi sadece ufku değil, ufkun ötesini de görebilmeli.
Bazen duyguları onu sürüklemeye kalksa da, iki adım sonrasını da hesaplamalı.
"Tavla değil, Satranç oynamalı"
Çağdaş BAYRAKTAR
16 AĞUSTOS 2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder