Sen bir terör örgütü ol. AB ve ABD'nin terör örgütleri listesinde bulun.
Siyasi parti kolun iç-dış destekle barajı geçsin, meclise gir.
Vekillerin ayda yaklaşık 20bin tl alsın.
Ayrıca aldığın oy sayesinde hazineden yüklü miktar ödenek al.
Sonra belediyelerin, iş makinalarıyla hendek kazsın, maaşını aldığın devletin askerine.
Ki askerlik zorunlu ve etnik bir tercih söz konusu değil.
Sen sözde isyan ettiğin devletin en üst düzey yetkilileriyle yıllarca fingirdeş, ama git erlerine pusu kur, çok gerillasın ya(!)
Hiç utanmadan sıkılmadan masum insan öldür, ambulansa saldır, belediye otobüslerine molotof at, eylemlerde çocukları öne sür.
Solculuktan dem vur, başın sıkıştığında NATO'ya el aç, ABD'ye tek bir kötü söz söyleyemediğin gibi aksine "ABD bize ihanet etmez" de,
bunlar da kesmesin, özerklik ilan et, sokaklara kazdığın hendekleri siper et kendine askere saldır.
Ülkenin bölünmez bütünlüğüne kastet, anayasayı ihlal et,
sabahında "TECE YENİLDİ" de, akşamında TSK karşılık verdiğinde "katliam var" de,
"the süreç" ile sözde silahların sustuğu dönemde fazladan ülkeye sokup da depoladığınız 80bin uzun namlulu silaha değinmiyorum bile.
BU DEDİKLERİNİZİN YAPILABİLDİĞİ VE SERT KARŞILIK ALMADIĞI BİR TANE ÜLKE SAYSANIZA BİZLERE?
Paris'e, Münih'e, Londra'ya git, eline roket al, ülkenin askerine polisine sık, bir de belediyenin iş makinalarıyla sokaklara hendek kaz bakalım, o hendeklere ne koyup, o roketleri ne yapıyorlar.
Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır ki birileri bu duruma "meşru" bir zemin oluşturmaya kalkıyor?
***
İnsanların olayları ve durumları birbirinden ayırmayı öğrenmesi gerekiyor.
Başta 12 Eylül olmak üzere darbeler başka bir konudur, bir terör örgütünün bir askeri, polisi temsil ettiği CUMHURİYET yüzünden vurması başka bir konudur.
Sırf bu yanılgıyla, geçmişte darbeci olan askerlere haklı tepkilerinizden ötürü, darbeci zihniyete en fazla karşı olan subayların, Amerikan emperyalizmine en sert tepkiyi veren subayların zindanlara doldurulmasına ses çıkarmadınız hatta inceden memnun oldunuz.
Ve tabi aydınlara, yazarlara...
İşte bu insanların tasfiye edilmesi sayesinde "the süreç" yürüdü.
Erdoğan'a "hayırdır bilader" diyen kimse kalmadı.
Kendilerine tehdit olacak unsurları, unsurların kendi kitlesinde itibarsızlaştırdı.
***
Durum ortada.
Eğer bu yanılgıyla devam ederseniz, -bilmiyorum ne kadar umrunuzda ama- elinizde yerden yere vuracağız bir ülkeniz kalmayacak.
Dün İŞİD'in açıklamalarını izledin(iz). Daha doğrusu tehditlerini.
O zaman ne yapacaksın(ız)?
Gölcük'te deprem olduğunda kimden yardım beklediysen ve aldıysan,
Van depreminde kimden yardım beklediysen ve aldıysan,
eşin doğum yapmak üzereyken kimden helikopter istediysen ve aldıysan,
"Beşinci günün şafağında" yine aynı "doğu"dan medet umacaksın.
Yapıcı tavırla eleştirdiğin şeylerin yıkıcı tavırdaki insanların saldırısına ortam vermesi,
kime yarar,
kime zarar verir?
Bunu ciddi ciddi düşünmekte fayda var,
tabi bunu da abartıp yanlışlara göz yummadan.
ÇAĞDAŞ BAYRAKTAR
18 AĞUSTOS 2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder