DÖNÜLMEZ AKŞAMIN UFKU...
Meral Akşener'in İyi Parti'sinin seçim stratejisini şöyle özetlemek mümkün:
Meral Akşener'in İyi Parti'sinin seçim stratejisini şöyle özetlemek mümkün:
Elinde her takımın kadrosunda görmek isteyeceği yıldız oyuncular varken maça yedek ağırlıklı kadro ile çıkmak ve yenilmek.
Evet, 43 çok yüksek bir sayı değil. Fakat o 43'ün içinde Ali Türkşen, Ülkü Sincar, Fatih Eryılmaz gibi kişiler olsaydı çok daha farklı olurdu birçok şey.
Üstelik bu saatten sonra 43 senin için vekil sayısı değil, patlayıp patlamayacağı belli olmayan pimi çekilmeye yatkın el bombası sayısı.
Oysa cebinde akrep taşımak ile partinde Koray Aydın bulunmasına izin vermek arasında bir fark olmadığını anlamak için müneccim olmaya da gerek yoktu...
Partiye kabul edilmesinin bile hiçbir şekilde izahı mümkün olmayan kişiyi bir de teşkilatlardan sorumlu kişi yaptın.
Ben Erdoğan olsam büyük ikilemde kalırdım, acaba oyumu CHP'ye mi yoksa İyi Parti'ye mi versem diye.
Muhalefet iddiasındaki partiler için plak takılı kaldı, hep aynı parça çalıyor:
"Kader diyemezsin sen kendin ettin..."
*
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın da İyi Parti'deki vekiller için kapıyı Çukurova tabiriyle "kındırık"(aralık) bırakmış.
Bakalım, asi tavırlarla kapıyı çarpıp evden çıkanlardan kaç tanesi ben tek başıma yaşamıyorum deyip baba "ocağına" geri dönecek, kaçı tavrını, duruşunu, saygınlığını koruyabilecek...
KIBRIS, DEVLET AKLI VE "ESKİ TÜRKİYE"DE MİLLİ BİRLİK
BBC, Kıbrıs Mutlu Barış Harekatı'na dair hazırladığı belgeseli 44 yıl sonra ilk kez yayınladı.
İçerik gayet ilgi çekici.
Şüphesiz ki yayıncı kuruluşun kendi çıkarlarına göre yaptığı yönlendirme var. Ama satır araları birçok konuda bize önemli konularda önemli ipuçları veriyor.
Mustafa Önsel son kitabı olan 1 Köy 4 Adam 6,5 Darbe'de Kıbrıs meselesindeki tavrımızdan sonra emperyalizmin Türk ulusunu, özellikle gençleri nasıl ayrıştırdığını, birbirini kırmaya ittiğini yazmıştı. Ve 74 yılına dair yapılan bu belgeselde ayrışma öncesi o "toplumsal bütünlük" ve radikal sol unsurların bile askere ve milli meselelere "olumlu" bakışı ortaya konuyor.
Ve de Ecevit'in Kıbrıs meselesindeki tavrı, bu belgeseldeki konuşmaları itibariyle izleyenin iliğine işleyen "devlet aklı", devlet terbiyesi.
Aslında bazı şeyleri algılatılmak istenenin dışında ne kadar iyi ve net bir şekilde yapabileceğimizin, başarabileceğimizin de somut göstergesi.
Tabii bir cümle de Kemalist devrimi tepeden inmeci kabul edenlere var ama onu da söyleyemeyeyim, izleyenler kendileri fark etsinler.
Ah ah...
Bari o dönemde yaşasaydık da ucundan kıyısından devlet duruşuna dair bir şeyler ruhumuza nüfuz etseydi...
(Bu belgeselden haberdar olmamı sağlayan Cem Gürdeniz Amiralime de çok teşekkür ederim)
İzlemek isteyenler için link:
https://www.youtube.com/watch?v=3cb_T9t4aKI&feature=youtu.be
ERZURUM KONGRESİ...
23 Temmuz 1919...
Erzurum Kongresi.
- Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, bölünemez.
- Her türlü yabancı işgaline ve müdahalesine millet birlikte karşı koyacaktır.
- İstanbul Hükümeti vatanın bağımsızlığını sağlayamazsa bu amaçla geçici bir hükümet kurulacaktır. Bu hükümetin üyeleri Milli Kongre tarafından seçilecektir. Kongre toplantıda değilse seçim işini Temsil heyeti yapacaktır.
- Milli kuvvetleri etkili, milli iradeyi egemen kılmak esastır.
- Manda ve Himaye kabul edilemez.
- Azınlıklara ayrıcalıklar verilemez.
Z RAPORU
Bir yanda tek adam sistemi...
Diğer yanda muhalefet iddiasındaki partilerin acınası durumu.
Öte yandan 99 yıl önceki kongrede söylenen sözlerin güncelliğini koruyacağı noktaya geri dönmüş olmak ve 99 yıl önce çok daha zor şartlarda söylenebilen bu maddeleri dile getirebilen tek bir siyasi liderin olmaması.
Komik... Ama trajikomik...
Bir yanda tek adam sistemi...
Diğer yanda muhalefet iddiasındaki partilerin acınası durumu.
Öte yandan 99 yıl önceki kongrede söylenen sözlerin güncelliğini koruyacağı noktaya geri dönmüş olmak ve 99 yıl önce çok daha zor şartlarda söylenebilen bu maddeleri dile getirebilen tek bir siyasi liderin olmaması.
Komik... Ama trajikomik...
Aslında liderlerin yarattığı bu hayal kırıklığı silsilesi faydalı. Faydalı, çünkü insanların partizan bağları giderek zayıflıyor bu sayede.
Böyle giderse insanların parti sevgileri bitecek ve sadece vatan sevgisi kalacak, bu yüzden böyle gitmeli de...
Ve zaman yine O'nun sözlerini haklı çıkarıyor. O'nun yaptıkları ve söyledikleri, tarih huzurunda güncellenerek onu daha büyük, daha güçlü ve daha saygın yapıyor:
"Biz siyasi partilere değil milli birliğe muhtacız."
ÇAĞDAŞ BAYRAKTAR
23 TEMMUZ 2018
23 TEMMUZ 2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder