Aferin, çok güzel, böyle devam edin.
Sorulduğu zaman Sosyal Demokratlık taslayın, Milliyetçilik taslayın, Atatürkçülük taslayın, Kemalistlik taslayın.
Ama hiç kendi derdinizden soyutlanıp da etrafınıza bakmayın.
Lafa gelince ümidi gençlikte görün.
Ama o gençlik ne halde hiç kafa yormayın.
Üniversiteler açıldı, devlet yurtları AKP kampları gibi, oraya giremeyenler ise cemaatin hedefi.
Zaten kurmuşlar düzeneği, çağırmalarına bile gerek yok.
Cemaate, uç sol örgütlere, AKP'ye ya da terör örgütüne sırtını yaslamayan ve üniversite kazanan çocukların neredeyse tamamının barınma ve burs sorunu var.
Gidin Kredi Yurtlar Kurumu binalarının önüne.
İnsanlar hala sıra bekliyor. Bir çoğu "Devlet yurdu olmazsa burada kalamam, okuyamam" durumunda.
Ama siz yaralı parmağa işemeyin.
Bir gün dışarı çıkıp da harcayacağınız "çerez" parasından feragat edip de bir çocuğa karınca kararınca yardım edeyim demeyin.
Böyle devam edin.
Sonra "ülke neden bu halde" deyin.
Sosyal medyadan ahkam kesin. Ha bir de bu kaygıları duyan ve kendini paralayan insanlara saldırmayı "siyasi duruş" zanneden haysiyet, onur ve insanlık yoksunları var.
Onları kasteden cümle kurarak "var" saymak bile hata belki de.
***
Hiç kafanıza takmayın, bu çocuklar ne yapar, ne eder, ne yer ne içerler, nerelerde kalırlar.
Muhalefet partilerinin zaten umrunda değil. Çünkü seçim var değil mi?
Şimdi aklıma geldi 2010 yılıydı sanırım, mecliste bir ziyaret sırasında dönemin CHP vekili bizi sözde misafir etmişti. Masaya oturduk. Yüzümüze bakma gereği duymadı, biz O'na sordukça özel kalemi sorularımızı yanıtladı. O zaman da dedik: "Sayın vekilim, eğer günü değil de geleceği kurtarmak istiyorsanız mutlaka yurt yapmanız lazım. Başka türlü çocukları ellerinden kurtaramayız. Siz yurt olayını hallederseniz bizler arkadaşlarımızla gönüllü olarak her kademesinde de çalışırız".
Aldığımız yanıt: "CHP'nin parası yok" oldu.
Sonrasında da başka bir vekil girince meclis lokantasına, masasında oturduğumuz vekil, vekil arkadaşına seslendi:
"Görüyor musun, Adana'dan gençlerimiz geldi".
O zaman daha iyi anladık, "vekilim" kelimesindeki "im"den vazgeçmemiz gerektiğini.
O vekillerin biz"im" olmadığını.
Bize faydalarının olmayacağını.
Sivil toplum örgütleri de muhalefet partilerinden farksız. Lütfen kimse elimden ne gelir ki demesin. Mesele "paylaşma kültürü"dür, 1'e 5'e bakmaz. Bu çocuklar sahipsiz ve sahiplenilmeye ihtiyaçları var. Sadece maddi değil, aynı zamanda manevi.
Bugün bunu yapmadığınız her çocuk, yarın karşınızda, karşınıza çıkacak.
Ama siz canınızı sıkmayın.
Bu kafa ve tepkisizlikle Türkiye Cumhuriyeti'nin topu topu 2-3 senesi kaldı.
Atatürk'ün dediği gibi: "Eğer bu Millet parçalanacak olursa genel şerefsizliğin enkazı altında onun bunun şahsi şerefi de paramparça olur".
Biraz daha sabredin, ülke tamamen paramparça olsun, beraberinde de şahsi şereflerimiz. Sonra birbirimize şerefsiz diye hitap eder, bir yere siner, sürüngenler gibi hayatımıza devam ederiz.
ÇAĞDAŞ BAYRAKTAR
5 EKİM 2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder