"Korkularına yenisi eklenir, ama çıkışa kapalı
kapıların, sen de dargınsın."
***
Fazlasıyla acı ve gerçek olan hayatın, kendi içinde yaratmaya çalıştığın farklı bir dünyayı sürekli daraltmaya çalışması.
Her daim zor tutman içindeki yüzde 50'yi.
Ve bu yüzde 50'nin her konuda değişkenlik göstermesi.
Yerin yüzlerden daha temiz olmasından kaynaklı yeryüzünde yere tükürmek bazen.
Samimiyetsizlikten ve yapmacıklıktan oluşan çemberi kırma isteği, bazen farkında olmadan bu uğurda kendi Krebs'inden dahi vazgeçmek, uğruna feda etmek.
Bazen tek derdinin "'vazgeçmek' bitişik mi yazılır yoksa ayrı mı?" sorusu olmasını istemek.
Bir konuda her daim hevesinin kırık olması.
Buna rağmen devam etmek hayata, sevgiye, inanmaya çalışmak.
Bunun için yer yer fiyakalı şarkılardan destek aramak,
O anda da yine ezanı 12'den vurmak.
***
İnsanoğlu için dayanılmaz olan bir dünyaydı buralar. Acıya dayanmak için acıya bedeller, bedele ödüller koymak zorunda kaldı.
Sorgulamak yerine sadece inanmaktı bunun şartı.
El yapımıydı yalanlar, bizzat kendi yaptı, sonra küçülttü kendini, sıradanlaştırdı, acizleştirdi.
Bunu yaptı ki, yalanı tapılabilir olsun,
kitlelerin acziyetine dokunsun.
Sonrası kulaktan kulağa,
her kulak anlatırken
hibelerce boşalttı mübalağa.
***
Biraz kendinden bahsetmek ister misin sorusuna nazlarak dedim evet, bu vesileyle bir gece bana biraz kendimden bahsettim.
Sonra daha ne oldu demeden, yine bana ayrılan sürenin sonuna geldim.
Ve en enteresan gelecek olan, durumun izahından ibaret lakırdıların depresif duygularla bir merhabasının bile olmaması, aksine gördüğü yerde ters ters bakması.
Gözlerinde feri sönmüş bir Feri'ha koymak, içindeki boşluğun adını.
Aldığın, başladığın yere bırakmak tüm duyguları, inançları, beklentileri
ve kırılan hayallerinin toplayabildiğin parçalarını.
Belki de sadece şarkıda dediği gibi:
"İnsanoğlu işlevsiz bir silüet".
***
Bil(e)miyorum.
Şimdilik yapabildiğim,
içimdeki her bir korku ve kaygı için,
yaşadığım evde bir ışık fazladan yakmak,
karanlığın kaygı ve korkuyu temsil ettiğine inanarak,
bedelini fazlasıyla ödediğimiz faturaların verdiği yetkiye dayanarak,
aydınlatmak,
bu yolda,
vücudun ihtiyaç duyduğu karanlıktan dahi alıkoyarak
düğmele basıp kaçmamak,
kendi içindeki mağaraları kuşkularınla bombalamak.
Bir kere ölme ihtimaliyle tatmin olamamak.
Yaz.
Ctrl+s
Ctrl+a
Ctrl+c
Ctrl+v
"Yayınla",
sonra dön cehennemine doğruca.
Tek kişinin zor sığabildiği dünyanın kalabalık arzularına bir ket daha.
Misilleme Kurşunkalem
9 Temmuz 2015
***
Fazlasıyla acı ve gerçek olan hayatın, kendi içinde yaratmaya çalıştığın farklı bir dünyayı sürekli daraltmaya çalışması.
Her daim zor tutman içindeki yüzde 50'yi.
Ve bu yüzde 50'nin her konuda değişkenlik göstermesi.
Yerin yüzlerden daha temiz olmasından kaynaklı yeryüzünde yere tükürmek bazen.
Samimiyetsizlikten ve yapmacıklıktan oluşan çemberi kırma isteği, bazen farkında olmadan bu uğurda kendi Krebs'inden dahi vazgeçmek, uğruna feda etmek.
Bazen tek derdinin "'vazgeçmek' bitişik mi yazılır yoksa ayrı mı?" sorusu olmasını istemek.
Bir konuda her daim hevesinin kırık olması.
Buna rağmen devam etmek hayata, sevgiye, inanmaya çalışmak.
Bunun için yer yer fiyakalı şarkılardan destek aramak,
O anda da yine ezanı 12'den vurmak.
***
İnsanoğlu için dayanılmaz olan bir dünyaydı buralar. Acıya dayanmak için acıya bedeller, bedele ödüller koymak zorunda kaldı.
Sorgulamak yerine sadece inanmaktı bunun şartı.
El yapımıydı yalanlar, bizzat kendi yaptı, sonra küçülttü kendini, sıradanlaştırdı, acizleştirdi.
Bunu yaptı ki, yalanı tapılabilir olsun,
kitlelerin acziyetine dokunsun.
Sonrası kulaktan kulağa,
her kulak anlatırken
hibelerce boşalttı mübalağa.
***
Biraz kendinden bahsetmek ister misin sorusuna nazlarak dedim evet, bu vesileyle bir gece bana biraz kendimden bahsettim.
Sonra daha ne oldu demeden, yine bana ayrılan sürenin sonuna geldim.
Ve en enteresan gelecek olan, durumun izahından ibaret lakırdıların depresif duygularla bir merhabasının bile olmaması, aksine gördüğü yerde ters ters bakması.
Gözlerinde feri sönmüş bir Feri'ha koymak, içindeki boşluğun adını.
Aldığın, başladığın yere bırakmak tüm duyguları, inançları, beklentileri
ve kırılan hayallerinin toplayabildiğin parçalarını.
Belki de sadece şarkıda dediği gibi:
"İnsanoğlu işlevsiz bir silüet".
***
Bil(e)miyorum.
Şimdilik yapabildiğim,
içimdeki her bir korku ve kaygı için,
yaşadığım evde bir ışık fazladan yakmak,
karanlığın kaygı ve korkuyu temsil ettiğine inanarak,
bedelini fazlasıyla ödediğimiz faturaların verdiği yetkiye dayanarak,
aydınlatmak,
bu yolda,
vücudun ihtiyaç duyduğu karanlıktan dahi alıkoyarak
düğmele basıp kaçmamak,
kendi içindeki mağaraları kuşkularınla bombalamak.
Bir kere ölme ihtimaliyle tatmin olamamak.
Yaz.
Ctrl+s
Ctrl+a
Ctrl+c
Ctrl+v
"Yayınla",
sonra dön cehennemine doğruca.
Tek kişinin zor sığabildiği dünyanın kalabalık arzularına bir ket daha.
Misilleme Kurşunkalem
9 Temmuz 2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder