"Bu işler biraz böyledir
Deneyipte
tutunamayan bilir
Bir
yerlerde belli ki umut var
Ama onu
bulan gizli cebine koyar
Bakarım
bazen etrafıma
Yaşadıkları
aslında bi hatıra
Bir
sebeple suratlar hep asık
Ona değil
ona maruz kalana yazık
Yazık"
***
Hayatta anlamadığım, anlayamayacağım, başaramadığım, başaramayacağım,
başardığım zaman da mutlu olmayacağım,
çünkü o zaman ben'den başka her şeye benzeyebileceğim şeyler var.
Kinle yaşayan insanları anlayamıyorum.
Hayatı birilerinin başarısızlığından beslenmek üzerine kurulu olan insanları
anlayamıyorum.
Herhangi bir düşüncenin temeline "karşıtlık" koyma yüzeyselliğini hiç
anlamıyorum.
Anlamaya çalıştığımda kendimi ayak bileklerime gelen suda boy vermeye çalışır
gibi hissediyorum. Ellerimi açacak oluyorum, sanki çok yüksekmiş suyun seviyesi
gibi,
(Bir dakika canım döneceğim sana, telefonum şarjda, o arada bir şeyler
karalıyorum)
Ellerimi kaldırmamla neyapıyorumbenlemem bir oluyor, ellerim havaya kalkmaktan
ziyade vücudumu kapatmaya çalışır bir tavır alıyor, utancımı gizlemeye çalışır
gibi.
Acaba akbabalar mesleklerini severek mi yapıyordur?
Yoksa başka iş olmadığından,
başka iş ellerinden gelmediğinden midir,
ölümü beklemek.
Ölüden beslenmek?
Bu tarz sorularla yüzleştiğim gecelerde arabanın motoruna sinen kediler misali
dinlediğim parçanın gitar sesine saklanmak, oradan çıkmamak istiyorum.
Akbabalardan daha zor anlaşılır,
daha az masum sayılır insanlar var.
Korkuyorum.
Kendi mutlulukları için kendileri dışında her konuda her şeyi diyebilecek/yapabilecek insanlardan korkuyorum.
Çünkü bir insan, kendisine yapılana karşı tepki verirken aynı yöntemi
kullandığında, mağdur olduğu kadar mağrurdur da aynı zamanda,
bu detayı atlamamalıdır.
(Atlamak bir yana, ne kadar farkındadır?)
(Atlamak bir yana, ne kadar farkındadır?)
***
İnsanların ne kadar zarar verici olduğunu düşünürken umutlanmaya
çalışıyorum(Şaka gibi, tam da bu anda patlamavari bir ses geliyor dışarıdan).
22 sene önce insanlar diri diri yakılıyordu, şimdi en azından yakılmıyor diye
kendimi avutmaya kalktığım anda anımsıyorum,
adı dışında millete dair içinde hiçbir şey olmayan mecliste olabilenleri,
yangına petrolle gidenleri
petrole teröristle gidenleri
teröristle yardımla gidenleri,
yangına avukat olanları,
avukatlara "arka" olanları,
arka olanlara yandaş olanları,
...
***
Şarkı susuyor.
Rüzgar susuyor.
Pek aktarmalı geliyor Adana'ya yaz.
Nerede kaldın ya demeye korkuyor insan,
yaşayan biliyor,
tutturamadığını ayarı.
Bundan sonrasında bir aksilik çıkmazsa,
Falih Rıfkı Atay'ın Arap Yarımadasındaki Türk Askeri için kullandığı tabirdeki
gibi,
"Allah'ın Muhammed'e göstermediği cehennemi görmeye" adayız.
Zaten bize cennet 15 dk emanet edilse,
ondan en ala cehennemi yine biz yaratırız.
Kendisi dışında her şeye kucak açan doğada, kendisi de dahil her şeye tehdit
olan canlılarız.
Ah bir de kendimizi önemseme, nimetten sayma hastalığımız yok mu,
evrensel bir hastane bu dünya,
tedavi olmalıyız.
***
"Olmuyorsa olmasın
Bu dünya aklındakine uymadı
Uymasın"
***
Bireysel hırsları ve insanların kendileri gibi insanları rakip gördüğü bir
düzeni anlayamadığım yerden bildiriyorum.
Bu tarz yarışmacı tavrı gördüğünde, uğruna yarışılan ödülün tamamını hiç
düşünmeden karşı tarafa vermeyi düşünen,
karşılığında sadece hırstan, çıkardan, beklentiden uzak bir yerlere hamak
kurmayı düşleyen,
-şarkım hayalime dahil
yerden.
bildiriyorum.
bir diliyorum.
yerden.
bildiriyorum.
bir diliyorum.
***
Her insanın içinde bir İstiklal Mahkemesi olmalı.
(Bizzat kendi başına kurmalı)
(Bizzat kendi başına kurmalı)
Ve çok kısa sürede dolandırmadan yargılamalı içindeki fitneyi, fesadı.
Herkesin kendi adaletini etrafında tahsis etmeye çalıştığı yerde,
herkes küçükken ezmeli,
kendi içindeki yılanın başını.
Varsın haksızlık etsin kendine,
daha kötü bir dünyaya dönüşmez ya
olsa bile kişi niyetinin celladı?
Belki devrim,
daha sağlam bir temele oturacaksa,
bu çeşit bir kanla olmalı,
başka türlüsünü görmeye bile çekinirim azizim.
Amin.
***
"Herşeye isyan ettiğimiz gece
Uyandırdı
beni kabus görünce
Sesi
titrek yüzünde yastık izi
Korkma
dedim tanrı çoktan unuttu bizi"
Misilleme Kurşunkalem
2 Temmuz 2015
Misilleme Kurşunkalem
2 Temmuz 2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder