Kemal Kılıçdaroğlu "30'ların CHP'si değiliz." diyordu, Muharrem İnce ise daha ileri götürerek "Ben 1920'lere dönmek istemiyorum."[1] demiş. Hem de kime demiş?
Nagihan Alçı'ya.
Düşünün, bunları Nagihan Alçı'ya söylüyorsunuz.
Muharrem İnce'yi destekleyen ve Muharrem İnce'den kat be kat milli ve İnce'den farklı olarak Kemalist olan dostların hatırına, kendisi hakkında kurultay sürecinde neredeyse hiçbir olumsuz söz etmedik.
Hele de dostların azımsanmayacak bir kısmı Muharrem İnce'nin seçim kazanacağına o kadar inanmıştı ki "bari süreci baltalayan muamelesi görmeyelim" dedik.
Ümit Kocasakal'ın "1920'ler, 1930'lar" atfı yaparken kastedilenin asfaltsız yollar olmadığını anlamak için çok ileri bir zeka düzeyine gerek yok. Lakin meseleyi hep kişisel görenlerin meseleyi fikirsel görenleri anlaması biraz zor. Çünkü onların kafalarında öyle bir seçenek yok.
Fakat biz yine de yakın zamanda aramızdan ayrılan Aydın Boysan'ın sözünü anımsatalım, belki birilerinin algı yollarındaki tıkanıklığın, iltihaplanmanın azalmasına faydası olur:
“Hızır gelip de bir kez daha ömrümün bir bölümünü yaşama fırsatını verse ben ilk yılları seçerim. Patlak ayakkabılarım, yarı aç midem, üşüten giysilerimle Cumhuriyet’in ilk yıllarını... Çünkü saygın bir ülkenin onurlu vatandaşlarıydık..."[2]
Birileri Muharrem İnce'nin açıklamasına şaşırıyor ama hiç şaşırmasın. Çünkü Muharrem İnce hep buydu hep bu kadardı. Daha fazlası olduğu iddiasında olmadığını da belli konuşmalarında belirtti. Görmek, yüzleşmek isteyene...
İdeolojik tercihler ortada, bir insan "sosyal demokrat" dairenin içinde en fazla bu kadar milli, Atatürkçü olabilir, anti emperyalist olma ihtimalinin zayıflığına değinmiyoruz bile...
Zamanında çok değerli bir vekil büyüğümüz -ki büyüklüğü vekilliğinden değil vekilliğine rağmen-, önceki seçimde Muharrem İnce'yi destekleyeceklerini açıklayıp bizlerden destek istediğinde şunu demiştik:
"Biz, bu seçimin anti Kemalist birisi ile Kemalist olmayan birisi arasında görüyoruz. Anti Kemalist olmayan birisinin seçim kazanması şüphesiz ki Kemalistlere mevzi açabilir. Fakat Muharrem İnce, bizim kefil olup kendi kredimizi ortaya koyabileceğimiz bir aday değil."
Keşke yanılsaydık.
Açıklamaların vahametinden daha vahim olansa açıklama yapılan kişinin insanlık tarihinin en .... (boşluğu herkes kendi içinden doldurabilir, yazmadan.) kişisinin, gazeteci görünümlü tetikçilerden Nagihan Alçı'ya yapılması.
(Aynı Nagihan Alçı'nın Kurultay'dan sonra Ümit Kocasakal'ı da aradığını ve Ümit Kocasakal'ın kendisine "Benim size anlatacak bir şeyim yok" dediğini de belirtelim.)
Ama yine de teşekkür ederiz Muharrem İnce. Kemalist, anti emperyalist olduğunu hiçbir zaman gizlemeyen Ümit Kocasakal ile ilgili olarak "hiçbir benzerliğim yok" diyerek bizim anlatmakta yer yer zorlandığımız bu ayrımı ilk ve karşı ağızdan dillendirdiğin için.
Bu açıklamaya rağmen de birileri Muharrem İnce'den Atatürkçü, Kemalist devşirmeye, ona böyle anlamlar yüklemeye çalışmaz herhalde.
ÇAĞDAŞ BAYRAKTAR
5 ŞUBAT 2018
Not bir: Bir yanı ile Muharrem İnce'nin kaybetmesine gerçekten sevindim. Yoksa yakın çevresinin bile "defosu çok","genel başkan olursa çok yerden vurabilirler" dediği bir kişiye destek vermek zorunda hisseden ve vatanseverliklerine bizzat kefil olduğum partili, Kemalist, Atatürkçü arkadaşlar, dostlar, sonrasında yaşanacak olanlarda ağır bir vebal altında kalacaklardı. Şükür ki bu yıkımın bedeli sadece Kemal Kılıçdaroğlu destekçilerinin boynuna asılacak.
DİPÇE 1
[1] http://www.haberturk.com/yazarlar/nagehan-alci/1824333-kurultaya-o-isim-damga-vurdu
[2]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder