11 Mayıs 2015 Pazartesi

Günü Kurtarayım Derken, Geleceği Kaybetmemek - Çağdaş BAYRAKTAR ( 27 MAYIS 2013)



24.05.2013 Tarihinde, "Aziz" olan İzmir'dir, kişiler değil! başlıklı bir yazı yazmıştım. [1]




Bu yazıdan sonra belli bir kesimden "CHP'ye zarar verdiğim" iddiasıyla eleştiriler aldım.

Bunun hakkında yorum yapmadan, yazımdan sonraki günlerdeki iki açıklamasına bakalım.

"İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Türkçe Olimpiyatları'nı düzenleyenleri yürekten kutladığını söyledi." [2,3]

"Türkçe Olimpiyatları Kültür Şöleni'nin, İzmir Fuar Açık Hava Tiyatrosu'nda düzenlenen açılış törenine katılan Başkan Aziz Kocaoğlu, "140 farklı ülkeden gelen, Türkiye'ye ve Türkçeye gönül veren sevgili gençler, Türkçe Olimpiyatları öncesinde bu yıl ilk kez düzenlenen etkinliğe ev sahipliği yapmaktan ve sizleri kentimizde ağırlamaktan büyük bir mutluluk duymaktayız." [4] (Tarih 24.05.2013)

"İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Aliağa-Menderes İZBAN Raylı Sistem Projesi’yle ilgili olarak, “Hem Sayın Başbakana hem de Sayın Binali Yıldırım bakanımıza sonsuz teşekkür ediyorum" dedi." [5] (Tarih 27.05.2013)

***

Bu yazımdan ve talihsiz buluşma olayından sonra istedim ki Aziz Kocaoğlu bununla ilgili bir açıklama yapsın, yanlış anlaşılma olduğunu -nasıl bir yanlış olacaksa- doğrusunun başka şekilde olduğunu söylesin. Ama olmadı. 

Bu durumla ilgili parti genel merkezinden de bir açıklama yapılmadı. En azından ben görmedim.

Bölünme planlarının yapıldığı, bu planda da başı çeken ve BOP'un yıldızı olarak lanse edilen şehrin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kanunlarına açıkça meydan okuyan Belediye Başkanını ziyaret eden Aziz Kocaoğlu'nun tavrı partiye zarar verecek bir durum değilmiş, benim bunları yazmam partiye zarar verecek bir durummuş.

Durumun ne kadar vahim olduğunu göremeyen ve kendilerini de CHP'yi seven, destek veren olarak kabul eden kişilere bir şeyler söylemek istiyorum.

"Aman AKP'ye kaptırmayalım" düşüncesiyle partinizin yaptıklarına tepkisiz kalmak, değerlerinizden imtiyaz vermektir.

İmtiyaz, imtiyazı beraberinde getirir.

Siz bu tavrınızla genel merkeze "çantada keklik kitle" havası vermektesiniz. "Her halükarda oy verecek seçmen" için parti hassasiyet duymaz, kaybetme korkusu yaşamaz. İkili ilişkilerden yola çıkarak düşünün. Birisi var hayatınızda, sevgiliniz ya da eşiniz. Aldatmaktan tutun da şiddet uygulamaya kadar ne yaparsanız yapın karşınızdaki size aynı şekilde bağlı ve sevgi dolu kalırsa ve siz de biraz bencilseniz, değişme gereği duyar mısınız?

Bir de aksini düşünün: Hayatınızda sevdiğiniz birisi olsa, o kişi sizden bazı konularda beklentisi olduğunu ve onlar olmadığında sizle beraber olmayacağını söylese ve uygulamalı olarak da bunun taktik olmadığını hissettirse, 

Etrafında pervane olmaz mısınız?


Bunu CHP'yi desteklediğim için değil, CHP'ye oy veren seçmenlerin birçoğunun vatanseverliğine inandığım için söylüyorum. Tıpkı MHP, HEPAR, İP partisinin seçmenlerinin çoğunun vatanseverliğine inandığım gibi.

Bu durum düzelse bile, telefon konusunda bile en yüksek teknoloji kullanılan ülkemizde, sunucularının Amerika merkezli olduğu, hala parmağımıza mühür basıp sandıkta kullandığımız ve bol bol elektrik kesintisi barındıran, sonrasında çuval çuval oy çıkan, buna rağmen hiçbir şeyin değişmediği bir sistemde , seçimlere inanmıyorum.

Dahası, diktatörlüklerin seçimle yıkılacağına hiç inanmıyorum.

Çözümün nedir derseniz; çözüm partilerden ziyade insanların partiler üstü tek bir noktada bütünleşmeleri. Bunu partisel olarak yapmak yine partiler için avuçta görülen kitle hissiyatı vereceğinden ötürü partiler üstü kitlenin bir noktada bütünleşip, bu yaratılan bütünlükle partilerin insanların yönlendirmesi yerine, insanların partileri yönlendirmesi, bu şekilde partilerin sistem dışına çıkmasıdır. (*)

Mustafa Kemal'in "Sakın ola bir kurtarıcı beklemeyin, yoksa size karşı vazifemi yapamamış sayarım" [6] sözündeki mantığa en uygun yol budur.

Tüm vatanseverlerin en azından bir kere düşünmesi dileğiyle...


Çağdaş BAYRAKTAR
27 MAYIS 2013



DİPÇE

[1] http://bayraktarcagdas.blogspot.com.tr/2015/05/aziz-olan-izmirdir-kisiler-degil-cagdas.html
[3] Türkçe Olimpiyatları ile Arapça Öğrenmek - Misilleme http://kemalistkuvvet.com/yazar.asp?yaziID=3038
[6] Fikret Kızılok - Bir Devrimcinin Güncesi: Mustafa Kemal

(*) Partiler üstü bütünleşmeden kastım, insanların gözünün içine baka baka hem parti propagandası yapıp, partisi dışındaki herkesi yaftalayıp diğer yandan "birleşmeliyiz" demek değil. Ortak hareket olmayan ve lokomotifle yola çıkan birleşmelerin sonu hüsrandır. Tarih bunun örnekleriyle doludur.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder