Bahçeli kendi isteği üzerine Davutoğlu ile görüşmüş. Terörle mücadelede destek halinde olduklarını belirtmiş. Dışarıdan bakılınca gayet doğal bir görüşme gibi gözükse de son dönemi analiz ettiğimizde pek de öyle durmuyor.
Neden mi?
Anlatalım.
Son seçim sürecinden sonra gerçeklerden de beslenen algı operasyonu ile şuan bir seçim olacak olsa barajın altında olan bir noktaya sürüklendi MHP.
Daha doğrusu Bahçeli MHP'si.
Olağanüstü kurultay için toplanması gerekenden çok daha fazla imza toplandı.
Fakat Bahçeli bunu görmezden geliyor.
Çünkü bir gerçek ortaya çıktı: Kurultay olursa Bahçeli gider.
Böyle bir reaksiyon, MHP tarzı bir parti için hiç de normal değil.
En çok da Bahçeli bunun farkında.
Kurultayla ilgili hukuki sürecin de başlatıldığı noktada giderek çaresiz kalan Bahçeli'nin tek şansı var:
Yargı kurumlarında güçlü olan AKP'nin desteğini almak.
Özellikle bu dönemdeki tavrıyla Bahçeli MHP'sinden daha iyi bir stepne bulabilir mi AKP?
Bulamaz.
Zaten yakın zamanda da yandaş basından Bahçeli'yi öven açıklamalar gelmeye başladı.
Örneğin Mehmet Metiner'in 25 Şubat 2016 tarihli açıklamasını anımsayalım,
"MHP Genel Merkezi'nin parti içi muhalefeti susturmak için sürdürdüğü teşkilat kapatmaları yerinde bulduğunu belirten Metiner, partiye yapılan operasyonun önüne geçilmesi gerektiğini söyledi. Bahçeli'nin bu operasyona karşı tek başına direndiğini iddia eden AKP'li vekil Bahçeli'ye milli bir isim olduğu gerekçesiyle sahip çıkılmasını istedi. Metiner, MHP'de gerçekleştirmek istenen değişimin asıl hedefinin Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu belirterek, iktidarın ele geçirilerek Erdoğan'a saldırma hesaplarının yapıldığını öne sürdü."
***
Bu hain saldırıya değil Bahçeli, insan olan herhangi bir kişinin sevinmesi ihtimal halinde değil.
Fakat görünen bir gerçek var ki patlama sonrası oluşan ortam, Bahçeli'nin kendi koltuğu için verdiği mücadeleyi kamufle etmek için bir fırsat.
Hele de o cenahta "Devletin bekası" ve "terör karşıtlığı"gibi kavramların yumuşak karın olduğunu düşünecek olursak.
Ülkenin bölünmesi, parçalanması anlamına gelen Anayasa Komisyonu masasından MHP'nin kalkmaması ve ısrarla bunun sürmesini istemesi de belki de bu açıdan değerlendirmeli.
Aslında Bahçeli'nin bu süreçte AKP'ye verdiği mesaj açık,
"Bu devirde benden iyisini bulamazsın."
Söylemde olmasa da eylemde AKP ile çok daha yakın bir MHP'ye herkes hazır olmalı.
Bu aşamanın sonucu olarak yargıdan Bahçeli'nin lehine bir sonuç çıkmasına da kimse şaşırmamalı. (*)
İki taraf da batmamak için birilerini tutmak zorunda.
Çünkü iki taraf içinde birbirlerinden iyi "partner" yok şuan.
Tabi işin içine başka durumlar girmezse.
Çağdaş BAYRAKTAR
14 Mart 2016 (**)
(*)(**) Bu yazının yayımlamasından sonra yazıyla ilgili dikkat çekici tepkiler karşılaştım. Yazı ilk olarak (ve sadece) 14 Mart 2016 tarihinde Facebook profilimde yayımlandı. Ciddi sayıda olumlu tepki almasıyla beraber Facebook yönetimi yazıyı sakıncalı bularak sayfamdan kaldırdı, bu durumun bana bildirimi gelene kadarki sürede de hesabımı dondurdu. Aynı şekilde yazılara gelen dikkat çekici tepkilerden birisi de bu yazıdaki ihtimalin çok kuvvetli olduğu, yargı süreci ile ilgili tek umudun davaya bakacak olan hakimin yandaş değil de sol tandanslı olması olduğu yönündeydi.
14 Mart 2016 tarihinde yazılan bu yazı blog sayfasına 17 Mart 2016 tarihinde yüklenmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder